NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
عَبْدُ
الْعَزِيزِ
بْنُ يَحْيَى
الْحَرَّانِيُّ
قَالَ
حَدَّثَنِي
مُحَمَّدٌ
يَعْنِي
ابْنَ
سَلَمَةَ
عَنْ
مُحَمَّدِ
بْنِ إِسْحَقَ
عَنْ
يَعْقُوبَ
بْنِ
عُتْبَةَ
عَنْ عُمَرَ
بْنِ عَبْدِ
الْعَزِيزِ
عَنْ يُوسُفَ
بْنِ عَبْدِ
اللَّهِ بْنِ
سَلَامٍ عَنْ
أَبِيهِ
قَالَ كَانَ
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
إِذَا جَلَسَ
يَتَحَدَّثُ
يُكْثِرُ
أَنْ
يَرْفَعَ
طَرْفَهُ
إِلَى السَّمَاءِ
(Yusuf İbn Abdullah İbn
Selâm'ın) babasından (şöyle) dedi(ği rivayet edilmiştir):
Rasûlullah (s.a.v.)
(sahabileriyle) sohbete oturduğu zaman gözünü sık sık semaya (doğru) kaldırıp
baka)rmış.
İzah:
Bezlü'l Mechud
yazarının açıklamasına göre Hz.Nebiin sahâbileri ile sohbet ederken gözlen ile
devamlı semayı yoklayıp durmasının sebebi her ân yeni bir vahyin gelmesini
beklemekte olmasındandır. Çünkü onun esas görevi Nebilik olduğundan gerek diğer
işleri gerekse halk ile sohbetleri ona asla esas görevini unutturmaz, her an
için esas görevi olan Nebilik vazifesini en mükemmel şekilde yerine getirmenin
heyecan ve titizliği içerisinde bulunurdu.
Bir mü'mine yakışan da
her an mü'min olmanın şuurunu taşımak, her yerde ve her işinde Allah'a olan
kulluk borcunu yerine getirmek olmalı. Dostlarıyla sohbeti ve diğer işleri ona
kulluk görevini unutturmamalı. Bu şuur onda tabiat hâline gelmelidir.